Atam,
Bu sabah, her 10 Kasım'da olduğu gibi, saat 9'u 5 geçe sirenler çaldı, bayraklar yarıya indi. Seni anıyoruz bugün, yokluğuna halen alışamamış bir halde... Okuldayken şiir okurdum hep 10 Kasım'larda.. Büyüyünce tabii şiir faslı bitti... Seni okuduklarımda, izlediklerimde ve her zaman aklımda anmaya devam ettim. Ama bu sene farklı olsun istiyorum ve geçen yıllar içinde neler yaptığımı anlatmak, sana ve senin kurduğun bu yüce ülkeye layık olup olamadığımı senin değerlendirmeni istiyorum. Şiir okumamın yerine geçer mi bilmem ama yazmakta da fena değilmişim, öyle diyor arkadaşlarim.
Okudum ben, öncelikle bunu söyleyeyim Atam. Üniversite bitirdim, iş sahibi oldum. Okumaya da devam ediyorum, hayat biter, eğitim bitmez... Ülkemi her fırsatta temsil ediyorum yurtdışında... Hala soruyor bu yabancılar; kadınlar rahat çalışabiliyor mu? nedir toplum icindeki durumlari? diye... Sabırla anlatıyorum, dünyada kadınlara seçme ve seçilme hakkini veren ilk ülkelerden biriyiz, ülkemizde calışan kadın çok diye... Halen soruyorlar bizim memlekette çarşaf mı giyiliyor diye, kılık kıyafet kanunu var bizde, diyorum, şaşırıyorlar. Bıkmadan usanmadan anlatıyorum onlara gerçek Turkiye'yi Atam. Senin bizlere emanet ettiğin bu güzel vatanı ve çağdaş Türk kadınını...
Selanik'e gittim, doğduğun evi gördüm. Çok güzel bir müze olmuş, çok duygulandım tabii gezerken. Çok güzel bir bahçe içinde ev. Bize çok anlattilar o evi, Selanik'te doğdu Atamiz 1881'de diye. Çok sevindim yıllarca hakkında kitaplar okuduğum evi görünce. Anıtkabir'e de gittim, çok hem de. Her gidişimde bir duygu seli tabii tahmin edeceğin gibi. Zor be Atam, senin yokluğunda seni yaşatmaya çalışmak güzel olsa da, istiyor insan biraz konuşmak, fikir almak... Ben konuşuyorum gerçi seninle, beni duyduğuna emin olarak... Acaba şu an, 'Sil kizim gözyaşlarını, devam et anlatmaya, merak ediyorum baska neler oluyor' diyor musun?
Bir sergi açıldı yeni, Atatürk'ün güldüğü resimler diye. Televizyonda gördüm bazı resimleri, gideceğim elbet görmeye. O resimlerde senin mutlu olduğun anları görmek beni de mutlu etti. Atam bizim icin ugraşıp didinirken mutlu zamanları da olmuş dedim kendi kendime...Bir insanin gerçekte görmediği; bırak görmeyi, aynı dönemde yaşamadığı bir insana bu kadar sevgi duyması ne tuhaf... Hic göremeyecek olmak da bir o kadar acı... Seni, uzaktan da olsa görebilmiş olan Anneannemle gecen gün konuşuyorduk, seni ilk nasıl gördüğünü anlattı ve vefat haberini nasil aldığını... Henüz küçücük bir çocukmuş, hüngür hüngür ağlamış acı haberi alınca... 71 yıl sonra, hala ağlıyoruz arkandan Atam, yokluğuna alışmak zor...
"Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kafidir." demiştin ya Atam... Akarken gözyaşlarım sessizce, seni hiç unutmayacağıma ve ilkelerini takip ederek, bu vatana layık bir evlat olarak yaşayacağıma söz veriyorum. Nur içinde yat Atam. Seni çok seviyorum...
10 Kasım 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hakkımda

- Aysegul Uluc
- Instagram:@stylishtimes Snapchat:@astylishtimes Twitter:@AysheRose
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder