Günlerdir uğraşıyorum eski resim ve kıyafetlerden kurtulmaya... Onlara veda etmek öyle zor ki... Belki biraz tembellik, biraz da bağımlılıktan dolayı şu hayatta hiçbir şeyle kolay vedalaşamıyorum. Bu yüzden de ofis masamda 2005 yılına ait fakslara, evdeki dolabımda yıllar öncesinin kıyafetlerine ve bilgisayarımda artık iş dahi yapmadığım insanların postalarına rastlanabilir... Ama bu durum beni korkutmuyor çünkü günün birinde ya bilgisayar çöküyor ya da aileden biri daha fazla bu duruma katlanamayıp, olaya müdahale ediyor ve sorun bir şekilde çözüme ulaşmış oluyor.
Benim asıl derdim insanlardan kopamamak... Dönem dönem bazı insanlarla sık görüşüp daha sonra iş veya yaşanılan şehir dolayısıyla iletişimde kopukluk olsa da, o insanlarla tekrar görüşüldüğünde aynı sıcaklık yaşanabiliyor. Peki ya eski aşklar öyle mi? Toplumda genelde yaşanan ve aslında yaşanması uygun bulunan; ayrılık sonrası tamamen kopmak... Ne münasebet diyeni olsun, aşk bittiyse ne gereği var görüşmenin diyeni olsun, birçok insan sevgilisi ile yolları ayırınca hayatından tamamen çıkarmakta bir sakınca görmüyor. Burada benim çözemediğim konu şu: Aylarca, bazen yıllarca hayat arkadaşımız haline gelen bu insanlarla, bir nedenden ötürü ayrı düşünce, hayatımızdan tamamen çıkarabilmeyi nasıl başarırız? Ve tabii ki, hayatımızdan tamamen çıkarmak zorunda mıyız? Kafa dengi bir arkadaş bulmanın bu kadar zor olduğu bir dönemde, aşk bitti diye arkadaşımıza da elveda demek zorunda mıyız?
Sezen Aksu hislerime tercüman olmuş..
"Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem... Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir"....
11 Aralık 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hakkımda

- Aysegul Uluc
- Instagram:@stylishtimes Snapchat:@astylishtimes Twitter:@AysheRose
cok guzel ve anlamli noktalamissiniz yazinizi. tesekkurler. iyi gunler.
YanıtlaSil